Ayağınıza kayağı takıp ilk denemelerinize başlamadan önce zihinsel olarak kendinizi yapacağınız işe hazırlamanız gerekmektedir. Diyelim ki ayak numaranız 41, günlük yaşamınızda ayağınızın bu büyüklüğü sizi dengede tutmaya ve ayakta rahat hareket etmenize yetmiştir. Yani yürürken, koşarken, oturup kalkarken dengenizi kaybetmemiş ve yaşamınızı idame ettirmişsinizdir. Öncelikle, kayakları ayağınıza taktığınızda fiziksel olarak bir değişim geçireceksiniz yani ayak numaranız 41 den biranda 150 numaraya çıkacak ama beyninizden ayaklarınıza giden emirler hala 41 numara üzerinden olacak. İlk olarak sizi zorlayacak aşama bu olacaktır. Sizin her zaman attığınız ufak adımlar kayakların uzunluğu nedeniyle büyük ivmeler kazanacaktır. Mesela, ayağınızın burnunu 5 derecelik bir açıyla sola veya sağa doğru çevirdiğinizde bir kayağınız diğer kayağınızın üstüne gelecektir. Bulunduğunuz alanda eğimli bir alansa ve siz yanlış pozisyon almışsanız ilk düşüşünüzü yaşamış olacaksınız. Bu aşamayı geçmek için 15-20 dakika kadar başlangıç egzersizleri yapmanız gerekecektir. Bu süreç esnasında beyniniz artık ayaklarınızın eskisinden çok daha büyük olduğunu kabullenecek ve ayaklarınızı doğru bir şekilde yönlendirmeye başlayacaktır. Bunun dışında kollarınızda ayaklarınız gibi biraz daha büyüyecektir batonların temel işlevi burada dengeyi sağlamaktır.
Zihinsel olarak sıkıntı yaşayacağınız bir başka hususta yamaç kavramıdır. Yamaç bir dağın veya tepenin herhangi bölümüdür. Yine bugüne kadar olan yaşantınızda üzerinde durduğunuz zemin kaygan olmadığı için siz her türlü arazide istediğiniz pozisyonda durmuş ve sıkıntı çekmemişsinizdir. Ancak ayaklarımıza kayağı takıp karın üzerine çıktığımızda bulunduğumuz bölgenin eğimine göre pozisyon almamız gerekecek. Şunu bilmeniz gerekir ki bir kayak her şekilde eğim yönünde, üzerinde siz olsanız da olmasanız da kayma eğiliminde olacaktır. Kayak ters olsun düz olsun yan olsun eğimden aşağıya doğru gidecektir. Mesela günlük yaşamınızda bir yere giderken bir yokuşu dosdoğru tırmanırsınız attığınız her adımda yerde olan ayağınızın bastığınız araziye sabit kalacağını bilirsiniz ama ayağınızda kayak varken bir yokuşu dosdoğru çıkamazsınız. Ayaklarınızda kayak varken yokuş tırmanmak için dosdoğru adımlar yerine sizi yukarıya, geriye kaymadan çıkaracak teknikler kullanmak durumundasınız. Sürekli olarak dikkat etmeniz gereken durum eğimi 90 derecelik bir açıyla kesecek şekilde pozisyon almanız gerektiğidir, bunun içinde sürekli yamacın yapısına göre hareket etmeliyiz.
Yamaç kavramı ile bilmeniz gereken bir başka konu ise, dağ ve vadi kavramıdır. Bulunduğunuz pozisyona göre kayaklarınızdan biri dağ kayağı biri vadi kayağı olur. Yamacın tepe noktası dağ tarafıdır alt tarafı ise vadi tarafıdır. Bu bağlamda dağ tarafına yakın olan kayağınız dağ kayağı vadi tarafına yakın olan kayağınız ise vadi kayağı olarak adlandırılır.
Değindiğim bu iki husus kayağa yeni başlayanların öğrenme aşamasında karşılaştıkları en büyük zorluktur. Aklımızın bir köşesine fiziksel olarak bir değişim geçirdiğimizi artık şartların değiştiğini ve bundan sonra farklı bir şekilde düşünmemiz ve hareket etmemiz gerektiğini yazarsak. Kayağın gerçek işlevi olan bir araç olma işlevini kabullenmiş oluruz ve o aracı kullanmayı öğrenme sürecini kolaylaştırmış oluruz. Başka bir deyişle şunu söyleyebilirim kayakları ayaklarınıza taktığınızda yeni doğmuş bir bebek gibi olursunuz ne adım atabilirsiniz ne de sağa veya sola dönebilirsiniz tüm bu hareketleri yapmanın belli kuralları vardır ve işe ilk olarak bunları öğrenerek başlarsınız. Hemen ardından da yeni doğmuş bir bebek gibi bambaşka bir dünyayla tanışırsınız ve bu öyle bir dünyadır ki bundan sonraki her nefes alıp verişinizin tek amacı bir sonraki kışı görebilmek ve tekrar kayak yapabilmek olur. Çünkü artık özgürsünüzdür ve belli kalıplar arasında sıkışıp boğulmazsınız doğayla bütünleşerek sonu olmayan bir keyif serüveninin içinde kaybolursunuz.